Sizlere bu yazımda Emily Bronte ve Uğultulu Tepeler hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Emily, üç roman yazarı kız kardeşten ortanca olan kardeştir. Bir de erkek kardeşleri vardır. Anneleri son doğumunu yaparken vefat etmiş, çocukların sorumluluğu halalarına ve babalarına kalmıştır. Babaları kasaba papazıdır. Kardeşlerinin eğitiminde Charlotte’u görevlendirmiştir. Büyüdüklerinde Emily, Anne ve Charlotte birer roman yazarı olmuşlardır. Ancak o dönemlerde kadınların yazarlık konusunda çektikleri sıkıntılar yüzünden kendilerine Currer, Ellis ve Acton Bell adını koymuşlardır. Hepsinin ad ve soyadlarının baş harfleri aynı kalabilmiştir sadece.
Uğultulu Tepeler, Emily’nin tek eseridir. Gothic bir roman olma özelliği taşır. Olaylar ve zaman sürekli bir kasvet ve karanlığın içerisindedir. Hikaye intikam duygusu üzerine yazılmıştır. Aynı zamanda aşk da vardır. Ana karakterlerin hepsi Hristiyanlık dinindeki 7 günahtan birini temsil etmedir. Ancak Emily bu günahlara karşı aslında nasıl biri olmamız gerektiğinin mesajını da bize verir. Bu günahlar insan doğasının bir parçasıdır. O yüzden Bronte’nin insan doğası ve ruh analizi konusunda oldukça başarılı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Aynı zamanda hem taklitçi hem de yaratıcı yönleri olan bir yazardır. Olay örgüsü ve kişileri o dönemin İngiltere’sinden örnekle yazmış ancak bazı olayları yaratıcı özelliğini kullanarak yazmıştır. Aynı zamanda doğa üstü varlıkların da romanda bulunduğunu söyleyebiliriz.
Kitap, 19. yüzyıl başlarında zengin bir aile olan Earnshawlar’ın kızı Catherine ve aynı ailenin evlatlık çocukları Heathcliff arasında geçen ihtiraslı aşkı anlatıyor. Ancak kitabın ilerleyen sayfalarında aralarındaki aşk, bitmeyen bir nefret ve intikam duygusuna dönüşüyor. Kitapta da intikam duygusunun aslında ne kadar tehlikeli ve yıkıcı bir duygu olduğunu görüyoruz. Kitap Emily Bronte tarafından bitirilip, vefatından bir yıl önce mahlasıyla yayımlanıyor. Vefatından sonra ise kız kardeşi Charlotte tarafından düzenlenip, ikinci baskısı yayımlanıyor. Ancak Charlotte ikinci baskıda Emily Bronte’nin gerçek adını veriyor.
Emily Bronte, ahlak değerlerine sahip bir yazardır. Kitabında da aslında bu ahlak değerlerinden ve dinden bahsetmiştir. Bronte, “Eğer bir kişi bir suç işliyorsa bunun sonu cezalandırılmaktır.” mesajını vermek istemiştir. “Ancak yaptığınız şeyden pişmanlık duyarsanız, Tanrı sizi affedecektir.” mesajını da vermiştir okuyucuya. Son olarak da “Eğer akıl olmazsa, duygular insanı yanıltır” diyerek okuyucu düşünmeye itmiştir.
Romanın sonunda da “Nerede yaşam varsa, orada umut vardır.” düşüncesini biz okuyuculara aşılamaya çalışmıştır.
tavsiye için teşekkür ederim okuma listeme aldım bile.
YanıtlaSilRica ederim. Listeye eklenmeyi hak eden bir kitap olduğunu düşünüyorum. Şimdiden keyifli okumalar!
YanıtlaSilOkumayı uzun zamandır ertelediğim kitaplardan biri.
YanıtlaSilAçıkçası roman, gotik özellikler taşıdığı için başta okurlara kasvetli gelebiliyor. Fakat bitirdikten sonra kendinize "Keşke daha önce okusaydım." diyorsunuz.
YanıtlaSilKitap yorumlayan yazarları üzmeyin :)
YanıtlaSilOkunması gereken bir kitap sanırım.
Elinize sağlık.
Teşekkürler. Okumanızı tavsiye ederim.
Silkitabı uzun süre önce okumuştum tekrar göz atayım :)
YanıtlaSilBazen unuttuğumuz şeyleri tekrar hatırlamak güzel oluyor :)
SilKitap okumak çok güzel bir zevktir, başka bir şeye benzemez.
YanıtlaSilUğultulu Tepeler keyif alarak okuduğum kitaplardan..
YanıtlaSilkitaplarimolmadanasla.blogspot.com